Koçluk, koç ve danışan arasında oluşan, danışanı istediği sonuçlara ilerletecek değişimi oluşturmak, mevcut bir durumdan daha istenilen bir sonraki duruma geçmeyi kolaylaştırmaya yönelik bir ilişki sürecidir. Profesyonel koçluk bir terapi süreci veya danışmanlık değildir. Danışanın kendi çözümünü kendisinin keşfetmesi için aslında ortam sağlama, ışık tutma, alan açma prensibine dayanmaktadır. Danışan bir elinde sorusu, sorunu, sıkıntısı ile gelirken, aslında diğer elinde çözümünü saklamaktadır. Koçluk süreci sırasında kurulan ilişki danışanların kendi dünyalarına ilişkin farkındalık kazanmalarını, etkili eyleme yönelik seçimlerini genişletmelerini ve hedeflerine doğru ilerlemek için kendilerine olan güvenlerini geliştirmelerini sağlar.
Profesyonel bir koç, sizin şimdiye kadar kendinize sormak istediğiniz veya soramadığınız ya da cevap bulamadığınız sorulara cesaret ve özgüvenle yaklaşmanıza, kendinize, yaşamınıza, yaşama bakış açınıza ve hayattaki amacınıza yönelik yeni keşifler ve farkındalıklar kazanmanıza yardımcı olur.
Profesyonel koç, sizin güçlü yönlerinizi, inançlarınızı, değerlerinizi, geçmiş deneyimlerinizi fark etmenizi sağlayarak yaşam amacınıza yönelik etkili eylemlere geçişinize destek olur.
Medikal koçluk, yeni ortaya çıkan (akut) veya uzun süredir devam eden (kronik) bir sağlık sorunuyla başetmeye çalışan ve yaşamının bu döneminde zihinsel veya duygusal problemler yaşayan hasta ve hasta yakınlarına yaşamlarının bu döneminde gereken bilgi, beceri ve özgüveni kazanmaları için destek sağlamayı hedeflemekte, dolayısıyla hasta ve hasta yakınlarının ‘iyi olma’ amaçlarına ulaşmaları için bir yol arkadaşlığı sunmaktadır. Hastaların sağlık sistemi içinde başrolü oynamakta olduklarının farkına varmalarına; evde, işte, okulda, kısacası yaşamlarının büyük bölümünde kendini-yönetebilme yeteneği kazanmalarına yardımcı olmaktadır.
Medikal koçluk uygulamalarımız sırasında danışanlarımızla yaptığımız hedef-bazlı görüşmeler sonucunda onların şu anda yaşamakta oldukları veya gelecekteki olası sorunlarına odaklanarak, yeni bakış açıları keşfetmeleri, kendi değerlerinin, güçlü yönlerinin farkına varmaları, kullanabilecekleri kaynakları saptamaları, dolayısıyla yaşamlarına bir sağlık sorununun eklendiği bu zorlu süreçte kontrolü ellerinde tutmaları konusunda destek olmaktayız.
Hastalıklar ve medikal kriz dönemleri birçok farklı perspektifler içermektedir. Bedenimizin sağlık, fonksiyon, canlılık ve görünümü ile özsaygı, cinsel çekicilik, sosyal durum ve finansal denge arasında sıkı bir bağlantı vardır. Dolayısıyla kronik bir hastalık ve medikal kriz sadece fiziksel bir olay değildir. Hastalar bir taraftan sağlıklarını kaybederken, diğer taraftan günlük yaşam aktiviteleri etkilenmekte, işlerine devam edememekte dolayısıyla bunun getirdiği ekonomik zorluklarla mücadele etmeleri gerekmektedir. Hastaların sosyal hayatları da belirgin şekilde etkilenmekte, aileleri ve arkadaşları ile geçirdikleri kaliteli ve keyifli zaman kısıtlanmaktadır. Sonuçta kronik bir hastalık veya medikal kriz durumunda hastalar kendi bedenleri üzerindeki kontrollerini kaybetmekte; güven ve aslında kimlik kaybı yaşamaktadırlar.
Hasta yakınlarının yaşamış oldukları da aslında hastalarınkinden çok da farklı değildir. Onlar hastalığın bir başka yönünü yaşamaktadırlar; hasta yakınları bu dönemde hem bir üzüntü ve yas süreciyle karşı karşıya kalırken aynı zamanda hastanın bakımını üstlenmek, aile içindeki dinamiklerin dengelenmesini sağlamak ve tedaviyi üstlenmiş olan medikal ekip ve bakıcılarla işbirliği yapmak durumundadırlar.
Medikal koçluk görüşmeleri, kronik hastalıklar yanında medikal kriz olarak tanımlanabilecek travmalar, ani ortaya çıkan hastalıklar, acil servis başvurularına neden olan hastalıklar, yoğun bakım süreçleri, tanı koyma aşamaları, testler, tetkikler, ameliyatlar gibi medikal işlemler sırasında da hastalar ve yakınlarının kendilerini bu süreçlere duygusal ve zihinsel açıdan olabildiğince hazır hissetmeleri, süreçler sırasında iletişimleri doğru şekilde kurmaları, bilgiye ulaşma yöntemlerini saptayabilmeleri ve uygun şekilde harekete geçebilmelerini de sağlayacaktır.
Hasta ve hasta yakınlarının medikal kriz veya kronik hastalık durumunda yaşamış oldukları tüm bu duygular ve olaylar onları fiziksel, duygusal ve zihinsel travma ile karşı karşıya getirmektedir. Medikal koçluk modeli, bireylerin sadece hastalık veya semptomlarına odaklanmayıp, yaşamının tüm yönlerini ele almaktadır.